Sosyal Medya

Güncel

Antalya’daki Rusların gözü Erdoğan ve Putin’de

Son günlerde Antalya’nın Rusça konuşan sakinleri arasında yayılan bir söylenti çok revaçtaydı.



Bu söylentiye göre burada yaşayan Ruslar, onlar için özel olarak gönderilecek bir denizaltı ile kentten tahliye edileceklerdi.

Söylenti sonunda sosyal medyaya da yansıdı. Denizaltı, Antalya’nın plajlarından birine gece yarısı gelecekti.

Burada yaÅŸayan Ruslar pasaportları ve Antalya’da yaÅŸadıklarını gösteren belgelerle birlikte denizaltıya gitmeliydi.

Rus Sanat ve Kültür Derneği Başkanı İrina Balcı bu söylentiyi ve etkisini şöyle anlatmaya devam ediyor:

"Birisi bu ÅŸakanın gerçek olduÄŸuna hüküm getirdi ve sosyal medyada paylaÅŸtı. Ä°nsanlar öyle büyük bir paniÄŸe kapıldılar ki belgelerini toplamaya ve plaja doÄŸru yola çıkmaya baÅŸladılar. Sonunda bunun ÅŸaka olduÄŸunu anlaşıldı; herkes gülmeye baÅŸladı ve genel atmosfer biraz daha yumuÅŸadı.”

Antalya’daki Ruslar geçen haftayı her gün Ä°rina’yı arayarak, Türkiye ile Rusya arasında neler olup bittiÄŸini sorarak geçirdi. Onlar da, çoÄŸu Türk olan gazeteci ordusu gibi kapısına gelip ondan bir yorum olmak için bekliyorlardı.

Balcı, “Elbette burada, Antalya’da Ruslar arasında bir panik vardı. Ama bu paniÄŸin nedeni insanların Rus televizyon kanallarını izlemesiydi. Gerçekte burada bize yönelik hiçbir tehdit yok. Kimse bizi sokağın ortasında durdurmuyor. Kimse bizi hiçbir ÅŸeyle suçlamıyor” diyor.

Ä°rina’ya göre çocuklar oyun oynayarak Türkiye - Rusya krizine bir son vermeye çalışıyorlar. Bazen de aralarında tartışıyorlar. Ama bunlar da oyun oynarken yaptıkları tartışmalar. Sonunda herkes bir araya geliyor ve barışıyorlar.

Image captionÄ°rina Åžabarinskaya “Herkes olayların bu noktaya gelmesinden ÅŸaÅŸkın”

Sadece Antalya’da 40 bin Rus yaşıyor. Onlar için Ankara ve Moskova arasındaki kriz sadece politik deÄŸil, aynı zamanda günlük hayatlarını ve geleceklerini yakından etkileyen bir hikaye.

'Herkes şaşkın'

Antalya’daki bir Rus okulunun müdürü olan Ä°rina Åžabarinskaya “Herkes olayların bu noktaya gelmesinden ÅŸaÅŸkın” diyor. Okulda çoÄŸu Rus yaklaşık 300 öğrencisi var ve çoÄŸu da Türklerle evliliklerden olan çocuklar.

Okulda aynı zamanda daha üst sınıflara eğitim veren turizm akademisi de var.

Burada Türk öğrenciler de eğitim görüyor. Öğrencilerin kendi aralarında hiçbir problem yok. Dersler olması gerektiği gibi devam ediyor. Ancak derslerde siyasi konulara değinmemeye çalışıyorlar.

Fakat dersler bitip teneffüsler baÅŸlayınca öğrenciler veya okuldan sonra ebeveynler ve öğretmenler müfredatta olmayan bir konuyu tartışmaya baÅŸlıyorlar: Rusya’nın DışiÅŸleri Bakanı’nın söyledikleri ne anlama geliyor? Türkiye’nin yaptırımlara karşı yanıtı ne olacak? Ve elbette, bundan sonra ne olacak? Kimsenin bu sorulara net bir yanıt verdiÄŸi söylenemez.

Åžabarinskaya “Bugüne kadar hiçbir veli çocuklarını bu okuldan almak için bir baÅŸvuruda bulunmadı. Ancak bu noktaya geleceÄŸimizden çok kaygılıyız. Umuyorum ki bu noktaya gelinmez. Çünkü çocuklar bizim okulumuzda yıllardır eÄŸitim görüyorlar ve baÅŸka bir yere gitmek istemiyorlar. Umarım iki tarafın siyasi liderleri de saÄŸduyulu davranır” diyor.

Hakan Arıcı ve eÅŸi Oksana yeni yıla Rusya’da girmeyi planlıyorlardı. Rusya’daki akrabalarını görmek istiyorlardı. Ancak ÅŸu an bavullarını toplamak yerine evde oturmuÅŸ, telefonumdan henüz kısa süre önce gittiÄŸim Sibirya’da çektiÄŸim fotoÄŸraflara bakıyorlar üzüntüyle.

Rusya’ya gitme planlarını belirsiz bir zamana ertelemek zorundalar.

Rusya 1 Ocak 2016’dan itibaren geçerli olmak üzere vizesiz seyahat anlaÅŸmasını askıya aldığını duyurdu.

Moskova’daki Türkiye BüyükelçiliÄŸi’ne göre ÅŸimdiden Rusya’ya girmeye çalışan pek çok Türkiye vatandaşı da sınırda hiçbir açıklama yapılmadan geri çevrildi.

“Ä°nsanlara gidip gitmemeleri konusunda nasıl emir verebilirsiniz? Bunun kimseye faydası yok” diyor Hakan Arıcı öfkeyle.

AkÅŸamüstü, Hakan ve Oksana’yı Moskova’dan bir akrabaları arıyor. Son birkaç gündür tartışmadan kapatmıyorlarmış telefonu.

Fakat bugün haberlerdeki hiçbir siyasi konuyu tartışmamaya karar vermişler ve bu sayede normal bir şekilde sohbet edebiliyorlar.

Hakan da Oksana da Rusya ve Türkiye’nin er ya da geç ortak bir zemin bulmasını umuyorlar.

Türk gıda maddelerine ambargo

Bu arada ne tesadüftür ki, Ankara ve Moskova arasındaki iliÅŸki kötüleÅŸtiÄŸi anda Rusya Gıda Kontrol Kurumu Türkiye’den gelen pek çok gıda maddesinin güvenlik ve kalite gerekliliklerini karşılamadığını söyledi.

Bunun aynısı Gürcü ÅŸarabına, Litvanya’dan gelen süte, Ukrayna’dan gelen çikolataya ve Rusya’nın kötü iliÅŸkileri olan diÄŸer ülkelerin başına da gelmiÅŸti.

Türkiye’den gelen hangi gıda maddelerine yaptırım uygulanacağı henüz bilinmiyor. Ancak Rusya Tarım Bakanlığı ve Rusya Gıda Kontrol Kurumu ÅŸimdiden Türkiye’den gelen et, balık, meyve ve sebzelerine yakından bakmaya baÅŸladı.

Nar veya diğer sebze meyve nasıl olur da politik bir anlaşmazlığın aracı haline gelir? Bu ürünleri satanların konuyla ilgili görüşleri birbirinden farklı.

Antalya’da meyve sebze satan Erhan, “Rusya ile kavga ediyor olmamız çok kötü. Rusya bizim en büyük pazarlarımızdan biriydi. Umarım bu durum düzelir” diyor.

Ama Erhan’ın yanı başındaki pazarcı ise Rusya’nın yaptırımlarının Türkiye’ye pek de zarar vermeyeceÄŸi konusunda emin. “EÄŸer Rusya’ya meyve satamazsak, Avrupa’ya satarız veya Ä°ran’a. Satacak birini buluruz. Ama ne yiyeceÄŸini Rusya düşünsün” diyor.

Uzmanlar Türkiye’den gelecek meyvelerin Rusya’ya satışının yasaklanması halinde bazı gıda maddelerindeki fiyat artışının yüzde 25-30 olacağını söylüyor. Türkiye son yıllarda Rusya’nın dışardan aldığı domatesin önemli bir kısmını, yarısından fazlasını satıyordu.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.